Proses Güvenliği Yönetimi tehlikeli
kimyasalların ve maddelerin kullanıldığı , üretildiği , depolandığı alanlarda ,
operasyonel sistemlerin güvenliğini, devamlılığını yönetmek için oluşturulmuş
bir yönetim disiplinidir. İyi mühendislik çözümlerinin uygulanması , etkin ve
güvenli bakım faaliyetleri , güvenli operasyon ve üretim metotları ,
çalışanların işe uygun hazırlanması uygulama esaslarını belirler.
Proses Güvenliği Yönetimi ; tehlikeli
kimyasal ve maddelerin kontrolsüz şekilde ortama yayılması , sızması ve bu
sebepten olabilecek her türlü patlama , enerji yayılımı , toksik etki ,
çevresel etki potansiyelinin önlenmesi ve/veya kontrol altına alınması
prensibini esas alır. Potansiyel olayların etkisi toksik sızıntılar , yangınlar
, patlamalar , ölümlü veya yaralanmalı iş kazaları , maddi kayıplı hasarlar ,
üretim kaybı ve çevreye kontrolsüz etki ile sonuçlanabilir.
Yakın geçmişe baktığımızda dünyada
etkisi yüksek bir çok endüstriyel kaza meydana gelmiştir.
Bhopal felaketi, 3 Aralık 1984 günü, ABD
kökenli Union Carbide firmasının Hindistan'da Bhopal'de kurduğu böcek ilacı
üreten fabrikadan yanlışlıkla 40 ton metil isosiyanat gazını dışarı atması
18.000 kişinin ölümüne, 150.000'den fazla insanın zehirlenmesine neden oldu.
23 Mart 2005 de ABD de BP şirketine ait
rafinerideki patlamada 15 kişi öldü , 170 kişi yaralandı. ABD de
kapasitesi üçüncü büyüklükte bulunan rafineride güvenlik
kültürünün ve buna bağlı yaratılan şirket iklimimin kazanın oluşumundaki etkisi
çok uzun süre tartışıldı ve gündemde kaldı.

Güvenlik Kültürü ve
Proses Güvenliği Yönetimi İlişkisi
Büyük endüstriyel kazaların detaylı kaza
araştırma raporları incelendiği zaman proses kazalarının sebepleri nadiren tek
bir kök sebebe dayanır. Genelde birden fazla kök sebep veya bir başka değiş ise
birden fazla güvenlik önlemi veya bariyerinin eksikliği, yetersizliği veya hiç
olmaması kazaları meydana getirmiştir.
Bu yaklaşımı en iyi anlatan modelleme
İngiliz Psikoloji Profesörü James T. Reason tarafından ortaya atılan “İsviçre
Peyniri Modeli” ne dayanır. Proses Güvenliği Yönetim sistemi ve diğer kazaları
önlemek için tasarlanmış koruma katmanları, tehlikelerin kazalara dönüşmesini
engelleyen bir bariyer olarak görülmektedir.
Bu katmanlarda bulunan aksamalar ve
eksiklikler İsviçre Peyniri üzerindeki deliklere benzetilmiş ve kazaların
oluşması için, tehlikelerin birden fazla koruma katmanını geçmesi gerektiği
ifade edilmiştir.
Son 20-30 yıl içinde meydana gelen büyük
endüstriyel kazalar incelendiğinde Proses Güvenliği Yönetimi uygulamalarına
sahip ayrıca teknolojik olarak potansiyel tehlikelere karşı koruma katmanlarını
ve bariyerlerini oluşturmuş şirketlerde de endüstriyel kazaların olduğu göze
çarpmaktadır. Bu durumda ele alınması ve etkin bir şekilde yönetilmesi gereken
unsur, kurum içindeki “Güvenlik Kültürü” nün sağlanması olmalıdır. Yani İsviçre
Peyniri Modelinde yer alan koruma katmanları hareket halindedir ve bu hareket kabiliyeti
İnsan Faktörü ile ilişkilendirilmiştir.
Güvenlik Kültürü’nün yönetimi Proses
Güvenliği Yönetimi ile paralel ele alınması gereken bir konudur. Güvenlik
Kültürü nitelikleri ve ana unsurlarını şu şekilde sıralayabiliriz;
·
Şirket yönetiminin ve tüm çalışanların kazasız bir
işyeri taahhüdü ,
·
Proses Güvenliği uygulama ve esaslarının
sahiplenilmesi ve tüm şirket politika ve uygulamalarının bu yönde tasarlanması,
·
Anlamlı ve yapıcı çalışan – işveren ilişkisi ,
·
Tüm tehlike – risk ve maruz kalmaların anlaşılması ,
ele alınması ,
·
Risklerin etkin analizi ve yönetimi ,
·
Tecrübelerden ve geçmiş olaylardan dersler
çıkarılması.
Risk Tabanlı Proses
Güvenliği Yönetimi
Avrupa Komisyonu tarafından yayınlanan
Seveso Direktifleri , ABD’ de OSHA tarafından yayınlanan Process Safety
Management of Highly Hazardous Chemicals yönetmeliği , İngiltere’de HSE
tarafından yayınlanan COMAH ( The Control of Major Accidents Hazards )
yönetmelikleri şirketleri etkin ve verimli bir Proses Güvenliği Yönetimi
uygulamaya yöneltmektedir.
ABD’nde bulunan American Institute of
Chemical Engineers ( AIChE) ve bu enstitüye bağlı çalışan Center for Chemical
Process Safety ( CCPS ) Risk Tabanlı Proses Güvenliği yaklaşımı geliştirmiş ve
20 element içeren bir yönetim sistemi modelini tüm işletmelere tavsiye
etmiştir.
Risk
Tabanlı Proses Güvenliği Modeli aşağıdaki elementlerden oluşur.
1. Proses Güvenliği Elementleri
1.
Proses Güvenliği Kültürü
2.
Standartlara Uyum
3.
Proses Güvenliği Yetkinliği
4.
Çalışanların Etkin Katılımı
5.
Paydaşlara Etkin Erişim
2. Tehlikeleri ve Riskleri Anlamak
1.
Proses Bilgi / Tecrübesi Yönetimi
2.
Tehlike Tanımlaması ve Risk Analizi
3. Riskin Yönetimi
1.
İşletme Prosedürleri
2.
Güvenli Saha Uygulamaları
3.
Varlıkların Bütünlüğü ve Güvenilirliği
4.
Alt işveren / Müteahhit Yönetimi
5.
Eğitim Yönetimi
6.
Değişimin Yönetimi
7.
Operasyonel Duruş ve Yeniden Çalışmalara Hazır Olma
8.
Operasyonel Disiplin
9.
Acil Durum Yönetimi
4. Geçmiş Tecrübelerden / Olaylardan
Ders Alma(En Önemlisi)
1.
Olay / Kaza Araştırması
2.
Performans Metrikleri
3.
Denetim
4.
Yönetimin Gözden Geçirmesi ve Sürekli Gelişim
Sonuç olarak ; Proses Güvenliği Yönetimi
şirketlerin Güvenlik Kültürü ile ortak olarak yönetilmeli ve şirket
ihtiyaçlarına göre sürdürülebilir uygulamalar olarak hayata geçirilmelidir.
Proses Güvenliği Yönetimi moda bir yönetim sistemi olarak algılanmamalı , şirket uygulamalarının bütününe entegre
edilmelidir. Unutulmamalıdır ki
meydana gelen büyük endüstriyel kazalar , dünya üzerinde büyük etkiler ve
etkilenen insanlar üzerinde de kalıcı kronik etkiler bırakır. Kastamonu Entegre
tesislerinde de proses güvenliği çalışmaları Sevesso direktifleri ve en iyi
endüstri standardları dikkate alınarak yapılandırılmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder